eski bir hikaye
istikal caddesinden aşağıya doğru yürürken havanın kasvetininde etkisiyle kendisini rüzgarda sürüklenen bir yaprak gibi hissetti..rengi solmuş ve kurumuş bir çınar yaprağı.sanki birisi bassa cıtırdayarak ezilcek gibi..yorgun..rüzgarla birlikte uzun zamandır kesilmemiş kıvırcık saçları önüne doğru savruldu..parmak uclarını saclarında gezdirirken saçlarının pis olduğunu fark etti,ve uzamıs kirli sakalları ona daha da harap bir hava katıyordu..lise yıllarından beri üzerinden cıkartmadığı haki rengindeki paltosunun kimi yerleri yıpranmış,bilek kısımlarında yırtıklar vardı..farkında olmadan bir kaç yüz metre daha yürüdü..hayatını,bildiklerini,bilmediklerini,sevdiklerini,sevemediklerini düşündü..tabii bir de neden sevilmediğini..sonra hayatında bir sürü seyin ters gitmeye başladığı zamanları düşündü lise son sınıfta başlamıştı herşey galiba..babasının hastalığının ortaya cıkması üniversite sınavından hemen sonra onu kaybetmesi..arkadasından maddi durumlarının bozulması annesinin zamansız gelen intiharı..hayatta yapa yalnız hissediyordu kendisini son bağı olan nişanlısınında
gitmesinden sonra..paltosunun iç cebinden bir sigara cıkarttı,rüzgara direnerek üçüncü denemede yaktı çakmağını..derin bir nefes cekip dumanını üflemedi..o sırada kıvırcık saclarının ucundan bir kac damla burnuna düştü..yağmur atıştırmaya başlamıştı..caddenin sağındaki solundaki dükkanlara kafelere kaçışan insanlara baktı,o sırada yüzündeki ıslaklığın yağmurdan mı yoksa akan yaşlardan mı olduğunu ayırt edememeye başladı..galata kulesine kadar yürüdü..kulenin en tepesinden istanbula baktı..şehirde randevusuna geç kalmış bir kadının ayna karşısındaki telaşını gördü..bitmek üzere olan sigarasından hiç olmadığı kadar derin bir nefes daha çekti ve dumanı üflerken sanki hayatının tüm zehrini dışarı atıyormuş gibi hissetti kendini..omuzlarındaki yük son nefesle birlikte biraz daha azalmıştı..artık kuş gibi hafifti ve uçabilirdi..izmaritini kuleden istanbul'un kucağına bıraktı..arkasından da kuş kadar hafif bedenini ama uçamadı..